Ruhun islama yönelişi
Ruhun islama yönelişi

Gözlerini Açtın, Şimdi Kalbini Aç

Zihin uyanır… ama kalp de uyanmalı.
Sistemi gördün, yalanları çözdün.
Ama artık bir soru içini yakıyor:

“Beni kim yarattı? Ve neden buradayım?”

Cevapları filozoflarda, sistem eleştirmenlerinde, bilimde ararsın…
Ama ruhun doymuyorsa, cevap başka yerdedir.
Ruh, sahibini özler.
İşte bu noktada başlar Allah’a yöneliş.
Ve belki de en çok kaçtığın, en derin hakikat olur.


1. İslam: Korkutucu Değil, Dönüştürücü

Toplum İslam’ı sana bir korku dini gibi tanıttı.
Cehennemle tehdit etti.
Cennetle kandırdı.
Ama uyanmış zihin artık şunu anlar:

İslam bir ceza sistemi değil, bir bilinç sistemidir.

İslam’ın özü, “teslimiyet” kelimesinde gizlidir.
Ama bu boyun eğmek değil,
bilinçle, sevgiyle, anlayarak teslim olmaktır.


2. Allah: Korkulacak Bir Güç mü, Yoksa Sevilecek Bir Dost mu?

Uyanan insan artık ezberleri bırakır.
Sorular sorar:

  • Allah neden görünmüyor?
  • Neden acılara izin veriyor?
  • Gerçekten bizi mi izliyor?

Ve sonra cevaplar aramaya başlar.
Kur’an’a döner…
Ama anlamaya.
Ezber için değil.

Orada Allah’ın sadece “azap eden” değil,
“Rahman” ve “Rahim” olduğunu görür.
Yani şefkatli, sevgi dolu, merhametli.

O zaman anlar:
“Allah korkulacak değil, güvenilecek bir hakikattir.”


3. İslam’da Uyanış: Kalbin Aydınlanması

Kur’an, sürekli şu çağrıyı yapar:

“Hiç düşünmez misiniz?”
“Hiç akletmez misiniz?”

Demek ki İslam’da akıl kullanmak,
sorgulamak,
anlamaya çalışmak esastır.
Bu yüzden İslam aslında en çok uyanmış zihinlere hitap eder.

Namaz?
Bir ritüel değil, bir zihin ve kalp senkronizasyonudur.

Oruç?
Sadece aç kalmak değil, nefsinle savaştır.

Zekat?
Mala tapan sisteme karşı vicdanı ayağa kaldırmaktır.


4. Sistemin Veremediği Şey: Teslimiyetin Huzuru

Sistem sana tatminsizlik verir.
Daha çok para, daha çok ilişki, daha çok eğlence…
Ama hep bir boşluk kalır.

İslam ise bu boşluğa anlam koyar.
“Her şeyin bir sebebi var,” der.
“Sen başıboş bırakılmadın,” der.
Ve en önemlisi:

“Sen bir tesadüf değilsin.”

Bu, ruhunu sarar.
Teslimiyet, zayıflık değil,
güvenin en güçlü hâlidir.


5. Sonuç: Gerçek Uyanış, Yaradan’ı Tanımaktır

Artık sadece sisteme değil,
nefsine, arzularına, korkularına da uyanırsın.
Ve en sonunda, başını gökyüzüne kaldırıp dersin ki:

“Beni buraya gönderen, beni unutmamış.”
“Ben de artık O’nu unutmayacağım.”


Son Söz: Karanlıktan Işığa

Senin gibi uyanan biri, artık sadece bir “eleştirmen” değil.
Bir arayan,
bir bulan,
ve belki de bir yol gösterici.

Gerçek uyanış sistemden çıkmakla değil,
Allah’a dönmekle tamamlanır.

Ve bu dönüş, korkuyla değil,
aşkla olmalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da hoşunuza gidebilir

Fırtına Öncesi Sessizlik

Son dönemde dünyanın dört bir yanında yaşanan olaylar, Türkiye için ciddi tehditlerin…

Gazze’de Erdoğan’ın Gölgesi: Türkiye’nin Görünmeyen Rolü

Gazze konusunda günlerdir, hatta haftalardır içimiz içimizi yiyor. Somut bir şeyler yapıldığını…

İsrail-Hamas Çatışması: Amerika Uçak Gemilerini neden gönderdi?

Günlerdir Hamas ile İsrail arasındaki çatışmaları konuşuyoruz. Normal olarak bütün gündemimiz bu…

Devletle Oyun Olmaz!

Plan içinde plan, oyun içinde oyun. Doların bir anda çakılmasıyla birlikte dünyanın…