Forbes dergisine, The Economist dergisine kapak olmuş, Dünyanın kahramanları, Uğur Şahin ve Özlem Şahin ailesi..
Sizce Arkasında çok büyük bir güç olmadan ve müslüman harici dünyanın, %75’i Türklerden nefret ederken, nasıl oldu da Uğur Şahin – Özlem Şahin çifti dünya gündemine bu kadar oturtuldu ve kamuoyunda kahraman ilan edildi?
Uğur Şahin aslen Mersinli bir ailenin çocuğu. 19 Eylül 1965 de Hatay’ın İskenderun ilçesinde doğdu. Babası Almanya’nın Köln şehrinde Ford Motor da işçi olarak çalışıyordu.
Dört yaşına geldiğinde annesi ile Almanya’ya babasının yanına giderler ve Almanya’ya yerleşirler.
Almanya’da liseyi bitirdikten sonra 1984 yılında Köln Üniversitesi Tıp fakültesinde Tıp eğitimine başlar ve 1992 yılında eğitimini bitirir.
1993 yılında aynı üniversitede Michael Pfreundschuh danışmanlığında tümör hücrelerinde immünoterapi üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı doktora derecesini alır.
1999’da moleküler tıp ve immünolojide habilitasyon alır.
2000-2001 yılları arasında da Zürih Üniversite Hastanesi’ndeki laboratuvarda 1996 Nobel Tıp Ödülü sahibi Rolf M Zinkernagel ve Hans Hengartner ile birlikte çeşitli araştırmalarda yer alır.
2006 yılında Mainz Üniversitesi‘nde profesör olur.
Yani kısaca Alman okullarında Alman kültürü ile yetişmiş başarılı bir kişiliktir.
Eşi Özlem Türeci ise istanbul’dan Almanya’ya göçen bir ailenin çocuğu olup, 6 Mart 1967 de Lastrup kentinde doğdu. Aslen Rize Fındıklı kökenli olan babası, Katolik hastanesinde cerrah olarak çalışmaktaydı.
Özlem Türeci lisans eğitimini Saarland üniversitesinde tamamladıktan sonra Mainz kentine taşındı. Mainz Üniversitesi Hastanesi’nde kansere karşı çalışmalar yaptı.
Daha sonra çalışmalarını, Uğur Şahin ile birlikte 2001 yılında kurdukları ve Türkçe “ganimet” kelimesinden esinlenerek “Ganymed” adını verdikleri firmada sürdürür ve Uğur Şahin ile 2002’de evlenir.
BioNTech
2008 yılında Uğur Şahin yeni bir firma kurmaya karar verir (?) ve BioNTech firması kurulur. Firma çeşitli hastalıkların tedavisi için hastalara özel tedaviler ve yaklaşımlar içeren aktif immünoterapiler üretmektedir. Mesela Kanser için mRNA tabanlı ilaçlar, bulaşıcı hastalıklar için özel aşılar ve nadir hastalıklar için protein tedavileri geliştirmektedir. Yani hasta tedavilerinde yeni teknolojiler üreten bir şirket olur.
BioNTech 2009 yılında da Domuz gribi için aşı üretme çalışmalarına başlamış ama ne hikmetse başarısız olmuştu. Bu başarısızlığın ardından firma uzun yıllar zarar etmesine rağmen bu bilgiler pek kamuoyu ile paylaşılmıyordu. Her ne hikmetse de sürekli zarar etmesine rağmen firma ayakta kalmayı başarıyordu.
Büyük bir kaynaktan sürekli fonlanmasa normal şartlarda batması gereken BioNTech‘e o mali desteği aslında şirketin ana hissedarı olan Andreas Struengmann ve ailesi’nin sahibi olduğu İsviçre merkezli yatırım şirketi Santo Holding’den geliyordu. Andreas ve kardeşi Thomas Struengmann’in isimleri pek duyulmamış olmasına rağmen aslında çok köklü bir ailenin mensupları ve ilaç sektöründe dev bir güç.
Bu ailenin sahip olduğu Santo Holding şirketin portföyleri BioNTech’in yanı sıra Uruguay’dan Mega Pharma‘yı da içeriyor. Küresel anlamda 20 milyarlık bir büyüklükleri mevcut yani ilaç sektörünün en önemli ailelerinden ve en önemli şirketlerinden birisi.
Yani BioNTech firmasına ilk sermayeyi aktaran ve Uğur Şahin‘e bu firmayı kurmasına ikna eden kişi Andreas ve Thomas Struengmann kardeşlerdir. (Kaynak: https://www.forbes.com/profile/andreas-struengmann/?sh=3e86ff2e1109)
25 kişilik bir kadrosu ile hiçbir önemli faliyeti olmayan BioNTech, 2019 yılında birilerinin firmayı sık sık ziyaret etmesiyle bir anda ünlenir?
Bill Gates.
Bill & Melinda Gates Vakfı ile 4 Eylül 2019 yılında Uğur Şahin’den mRna tabanlı bir aşı üretmesi için BioNTech firmasıyla 100 milyon dolara bir anlaşma imzalar. Yani 1 Aralık 2019 Corona virüsün Çin’in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan‘da ortaya çıkmasından 3 ay önce. (iyi bir tesadüf).
(Bill Gates bu anlaşmanın aynısını Çinli bir firma ile de yapıyor.) Ayrıca Bill Gates Pfizer firması ile de buna benzer bir anlaşma yapar.
Anlaşma sonrası BioNTech firması 2019 da halka da açılır ve hisseleri borsa da satışa çıkar. Fakat hisse ağırlığı nedense belirli gruplar tarafından toplanır. Uğur Şahin ailesinin ise, şirketteki hissesi sadece %17 de kalır. Sanki, bir emanetçi gibi.
Şimdi size hiçbir yerde bulamayacağınız borsadan BionTech firmasının hisselerini toplayan şirketin gerçek hissedarları hakkında bilgi vereceğim.
Fidelity Management & Research Company: 8,5 trilyon dolara hükmeden dünyanın en büyük varlık yöneticilerinden birisi ve şirket Rothschild ailesinin yatırım danışmalığı ve portföy yöneticiliğini yapıyor.
Bu şirketin özellikle kripto para yatırımları ve dijital ödeme sistemlerini teşvik eden bütün yatırımlara fon sağlaması ile tanınıyor. Ayrıca, kara para aklama evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunmak suçlarıyla karşı karşıya kalmış ve yargılanmış bir şirkettir.
Invictus Capital Kanadalı bir yatırım firması. Özellikle kripto paraların yatırım uzmanı olan bu firma Rockefeller ailesinin petrol şirketlerini elinden çıkarmasından sonra bir kısım paralarını kripto dünyasında yöneten firmadır. Yani büyük bir sermaye ile kripto paraları elinde tutup istediği zaman yükseltip istediği zaman düşürerek ülkemizde de bir çok mâdurun olmasına sebep olan karanlık bir firmadır.
Janus Henderson Investors. Bu şirkette küresel bir varlık yöneticisi olup, dünya çapında çok büyük paralara hükmeden başka bir karanlık firmadır.
Şimdi sizin de aklınıza bu sorular mı takılıyor..
1- Bill&Melinde Gates Vakfının sürekli zarar eden bir firmaya daha ortada virüs yokken neden aşı çalışması için kaynak verdi?
2- Covid-19 henüz ortada yokken BionTech şirket hisseleri neden halka arz edildi?
3- Yukarıda isimlerini yazdığım hisseleri satın alan karanlık finans şirketleri BionTech firmasının aşıyı bulup hisse değerlerinin bir anda 4-5 katı artacağını nereden biliyordu?
4- Devasa bütçeye sahip, devasa teknolojiye sahip Pfizer neden aşıyı kendisi bulmuyor da Uğur Şahin ve BioNTech ön planda tutuluyor? Türkleri çok sevdikleri için mi, yoksa aşı ile başka bir şey planlandığı için mi?
Yorumlarınızı bekliyorum..
Yorum
ben karar verdim. Biontec olmayacam. Türkovac bekliyorum. yerli aşıyı olacam.
Emeğinize sağlık herkes bu kadar araştırabilse keşke…
işiniz gücünüz komplo üretmek
komplomu? aç gözlerini kardeşim. dünyada ne dolaplar dönüyor.
kim ne derse desin. israil halkına biontech aşısı yaptı. onlar yaptıysa bence tehlikesi yok. tavsiyem delta varyantı için etkili olan biontech aşısı olun
siyonist üst akıl, küresel projesi için kendi halkını bile feda eder.
Bu aşının yan etkileri henüz daha bilinmiyor
İlginç bir makale.İrdalenmesi gerek.
bu işler çok karışık. dünya tarihinde ilk kez insanlar bilinçli devletletler mal olmuş.
Sputnik V vaccination has begun in Slovakia. The supply of the Russian vaccine to the innate land was accompanied close a civic aspersion and led to the relinquishment of Prime Succour Igor Matovich and a realignment of the government. As a evolve, the rural area received the Russian vaccine, undeterred by the items that neither the European regulator nor the WHO has yet approved it.
In neighboring Hungary, which approved the hate of Sputnik in February as the understandable in Europe, more than 50% of the ripe natives has already been vaccinated; in Russia – a scant more than 10%. In Slovakia, five thousand people signed up finished with despite the Sputnik vaccination.