Sevgili okurlar, 1 Ocak 2025’ten bu yana Türkiye’de tam 5.231 orman yangını çıktı. Evet, yanlış duymadınız: Beş bin iki yüz otuz bir! (Diriliş Haber Ajansı). Resmi açıklamaya göre sadece sekiz ayda 64 bin 500 hektar ormanımız küle dönmüş durumda. Peki bu normal mi?
Bana göre kesinlikle hayır! Çünkü bu yangınların “tesadüf” olmadığına dair elimizde yeterince ipucu var.
Çanakkale’nin Kalbine Düşen Ateş
Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine bağlı Tayfur köyü alevlere teslim oldu. Tesadüfen mi? Hayır. Çünkü orası şehitliklerin bulunduğu yarımada. Alevlerin uzunluğu 10 kilometrelik bir çizgi hattı şeklinde ilerledi. Bu nasıl olur? Çam şişesiyle, izmaritle, mangalla böyle bir hat çıkmaz. Ancak gökyüzünden gönderilen bir ışınla, yani lazer silahıyla olur.
“God’s Rods” – Tanrıların Çubukları
Bugün sosyal medyada ve bazı bağımsız kaynaklarda konuşulan bir silah var: “God’s Rods”. Yani “Tanrıların Çubukları”. ABD’nin 2000’li yıllardan bu yana üzerinde çalıştığı bu teknoloji, uzaydan gönderilen metal çubuklarla veya lazer ışınlarıyla hedefi tutuşturma mantığına dayanıyor. Bu silahın adı bile korkutucu: Tanrıların gazabı gibi…
2023 Hawaii-Maui yangınlarında da benzer teoriler ortaya atılmıştı. Pek çok insan gökyüzünden lazer ışınına benzeyen görüntüler paylaştı. (AFP Fact Check, VICE). O zaman da “DEW – Directed Energy Weapons” yani yönlendirilmiş enerji silahları konuşulmuştu. Bugün Türkiye’deki yangınlar aynı düz çizgi halinde çıkıyorsa, bu tesadüf olabilir mi?
“God’s Rods” (Tanrıların Çubukları) – Kinetik Bombardıman Kavramı
- Bu kavram, aslında 1980’lerden beri literatürde yer alan ve İngilizce’de “Rods from God” veya teknik olarak “kinetic bombardment” diye geçen bir uzay silahı konseptine dayanıyoryoutube.com+10en.wikipedia.org+10afpc.org+10.
- Temelde, alçak yörüngeden serbest bırakılan tungsten (volfram) çubuklar (8–11 ton ağırlığında) yer hedeflerine, hipersonik hızlarla çarpıyor. Enerji, çubukların kütle ve hızının birleşiminden geliyor; patlayıcı değil ama kinetik güçle ciddi hasar yaratıyorOrbital Today.
- Avantajı: Radyasyon içermeyen “temiz” yıkım potansiyeli; dünya üzerindeki neredeyse her hedefe 10–20 dakika içinde müdahale olanağı sunması ve müdahalenin tespiti çok zor olmasıOrbital Today.
- Zorlukları ise yüksek maliyetler, hassas yönlendirme sistemlerinin gerekliliği, atmosferde ısınma ve plazma oluşumu nedeniyle iletişimin kesintiye uğrama riski ve uluslararası uzay askeri antlaşmalarından doğan engellerOrbital Todayen.wikipedia.org.
- Çinli bir üniversitenin şüpheci yaklaşımı da mevcut. Araştırmaya göre bu sistemin yıkıcılığı abartılıyor ve teknik olarak verimsiz kabul ediliyorafpc.orgReddit.
Plan Daha Önceden İlan Edildi!
Bütün bunların bir de ideolojik ayağı var. Time dergisi yıllar önce kapağında çam ağaçlarının yok edileceğini ima eden grafikler yayımladı. Hedef belliydi: Çam ormanları.
Birleşmiş Milletler’in 2030 Ajandası’nda Türkiye’nin bu tarihe kadar çölleşeceği yazıyor. (UN Agenda 2030).
Burada aklıma şu soru geliyor: Birleşmiş Milletler neden 2030’a kadar Türkiye’nin çölleşeceğini öngörüyor? Nereden biliyorlar? Gazze’de akan kanı durduramayan BM, Türkiye’nin ormanlarıyla neden bu kadar ilgili? Demek ki planlı!
Sadece Türkiye Değil, Dünya Yanıyor
Bakın dikkat edin: Sadece Türkiye değil, dünya cayır cayır yanıyor. İspanya, Hırvatistan, Portekiz, Yunanistan, Kanada… (Wikipedia – 2025 Türkiye Orman Yangınları).
2022’den sonra bütün dünyada yangınların aynı anda patlaması sizce normal mi? Binlerce yıldır sapasağlam duran ormanlar, bir anda “iklim değişikliği” bahanesiyle yok oluyor. “Isınma, kuraklık” diyorlar. Oysa düğmeye basıyorlar, ağaçlar tutuşuyor.
Sessizlik ve Suskunluk
Ama sanatçı tayfasına bakın… Normalde “yeşil” diye ortalığı ayağa kaldıranlar, şimdi sus pus. Çünkü küresel yapının işine gelen bu yangınlarda konuşmaları yasak. Tıpkı televizyonlara uygulanan sansür gibi.
Peki Yanan Alanlar Ne Olacak?
Orman İşletme yetkilileri açıklama yaptı: Yanan ağaçlar damgalanacak, kesilip fabrikalara gönderilecek. Sonra rehabilitasyon süreci başlayacak. (Orman Mühendisleri Odası).
Ama şunu unutmayın: Çanakkale ormanları Akdeniz ekosistemi içinde olduğu için, doğa kendini yenileyebiliyor. Kızılçam kozalakları yangından sonra açılıp toprağa tohum bırakıyor. Maki türleri kökten tekrar filiz veriyor. Yani doğa savaş veriyor. Bizim görevimiz bu süreci hızlandırmak. Ama küresel saldırılar durmazsa, hangi fidan ayakta kalacak?
Sonuç: Bu Bir Taarruz!
Şimdi size soruyorum: Bu kadar tesadüf olabilir mi? Beş binin üzerinde yangın, 10 kilometrelik lazer çizgileri, BM’nin 2030 raporları, Time dergisinin kapakları, küresel sessizlik…
Artık masallara inanmayalım. Bu yangınlar bir saldırıdır! Oksijenimizi, tarımımızı, hayvancılığımızı hedef alıyorlar. Terörden bile büyük bir saldırı! Çünkü terör birkaç kişiyi öldürür; bu plan ise bir ülkenin nefesini keser.
Dünya yeni bir savaşın içinde: Topla tüfekle değil, iklim ve doğa üzerinden. “Yeşil” diyerek bize dayattıkları sahte söylemlerin ardında gerçek bir saldırı var. Yangınların ardında küresel yapıların enerji silahları var.
Allah milletimizi korusun. Ama unutmadan: Uyanmazsak, 2030 geldiğinde bu topraklarda tek bir çam ağacı kalmayacak!
