Merhaba arkadaşlar İklim değişikliği dünyanın bir gerçeği. Tarih boyunca iklim hep değişti, şu anda da hala değişiyor ve gelecekte de değişecek.

Tabiki de dünya çapında yaşanan doğal afetler ve bu afetlerin oluşturduğu krizler elbette tüm insanlığa sorumluluklar doğuruyor ve üzerinde yaşadığımız bu dünyada bazı şeyleri doğru yapmamız gerekiyor. Ancak bu konu aynı zamanda bir takım kitleler ve örgütler tarafından çeşitli çıkarlar sebebiyle en fazla bilgi kirliliği yapılan konuların da başında geliyor.

Aslında Dünyanın gerçeği olan iklim değişikliği ile alakalı kabul gören iki ana akım mevcut. Birinci akım dünyada iklim değişikliği ile alakalı araştırmalar yapan gerçek bilim adamları, ikinci akım ise çevreci olduklarını iddia eden, Sivil Toplum Kuruluşları başta olmak üzere kamuoyunu ve dünya devletlerini panik olmaya teşvik eden bir grup aktivist, siyaset adamı ve medya organları oluşturuyor.

İklim değişikliğini bilimsel olarak ele almaktan kaçınıp kamuoyunu paniğe teşvik eden bu ikinci akımın sığındığı bilgi kirliliğini ise şu şekilde sıralayabiliriz.

Bill Gates

Greta Thunberg

Greta Thunberg
  • Dünyadaki bütün bilim insanları küresel ısınmayı savunuyor, yakın bir zamanda canlıların seri felâketlerle kitleler hâlinde yok olacağını söylüyor ve bu yüzden bunun tersini söylemek bilimi inkar etmek demektir.

Aslında ciddi üniversitelerin iklim alanında uzman bilim insanlarının çok azı insan kaynaklı ve 10 yıl içinde geri dönüşü mümkün olmayacak bir iklim değişikliğine inanıyor. Mesela Dünyanın kabul gören  ve atmosfer fiziği üzerine 200 den fazla makalesi olan Profosör Richard Linzen Küresel iklim değişikliği konusundaki bilimsel fikir birliğini eleştirmiş ve bilim insanlarının, iklim değişikliği ile ilgili bilimin tek bir yönü göstererek hata yapma eğiliminde olduklarını söylemiştir. (bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Richard_Lindzen https://www.cato.org/multimedia/media-highlights-tv/richard-lindzen-discusses-climate-change-debate-prager-university ) Princeton üniversitesinden  profösör Willam Happer da Wall Street Journal’a verdiği röportajda,  insan kaynaklı iklim değişikliği öngörülerine ise “abartılan bir korku hikayesi” demişti. (bkz. https://www.wsj.com/articles/SB10001424127887323528404578452483656067190 ) Yine Princeton üniversitesinin fizik bölümünün başında olan (yani Einstein’in koltuğunda oturan) Teorik fizikçi  Freeman Dyson’da insan kaynaklı iklim değişikliğini “saçmalık” olarak nitelendirmiştir.

Willam Happer

Freeman Dyson

Richard Lindzen
  • Karbondioksit kirletici bir gazdır.

Karbonmonoksit, kurşun, metan gibi gazlar kirletici gazlar grubuna girer. 2009 yılında şaşırtıcı bir gelişme oldu. Atmosferin doğal ve zehirsiz bileşeni olan karbondioksit, Birleşik Devletler Çevre Kurumu  (EPA) tarafından zararının ne olduğu açıklanmadan seviyesini fazla buldukları için kirletici gazlar sınıfına aldıklarını açıklamışlar. Bu manipülasyonla atmosferin doğal bileşeni olan Karbondioksit zararlı gazmış gibi gösterilerek insanların zihinlerine  algı yoluyla bu kanıyı yerleştirdiler. Greenpeace kurucu ortağı Patrick Moore bile “Ana misyonlarımdan biri karbondioksidin kirletici ve tehlikeli olduğu fikrini tersine çevirmek, gerçekte Co2 nin tüm canlılar için en önemli bileşendir ve onsuz ölü bir gezegenimiz olur ” demişti. (bkz. https://www.thegwpf.org/patrick-moore-should-we-celebrate-carbon-dioxide ) Tüm canlıların karbon temelli olduğunu düşünürsek ve bu karbonun canlılar tarafından tutunmadan önce atmosferde karbondioksit olarak bulunduğunu düşünürsek aslında canlılık temelinin karbondioksit olduğunu anlarız. Bu gaza kirletici diye adlandırmak bilime, keyfi ya da bir amaç doğrultusunda müdahaledir.

  • Karbondioksit miktarı çok fazla.

Bilimadamları karbondioksit miktarının dünya tarih periyodununun günümüzde düşük seviyede olduğunu söylüyorlar. Bitkilerin ihtiyaç duyduğu karbondioksit miktarı, şu an atmosferde bulunan karbondioksit miktarının 4-5 katı. Bu yüzden birçok çiftçi seralardaki bitkileri yetiştirmek için karbondioksit gübrelemesi yaparak verimi arttırmak istemektedirler. Kısa vadede son 200-300 yılda karbondioksit miktarı görece miktarda artmıştır ama bu çevreyi olumsuz etkilememiş aksine Nasa’nın resmi sitesinde yer alan Nature Climate Change dergisinde yer almış bir araştırmaya göre atmosferdeki karbondioksit seviyesinin artması dünya ormanlarında gözle görülür bir yeşillenme olmasına ve bitkilerde verimin artmasına sebep olduğu söylenmişti. Nasa’nın uydu fotoğrafları da bunu doğrulamıştır. Yani aslında canlılık daha fazla karbondioksite ihtiyaç duymaktadır ve sanılanın aksine dünyamızda karbondioksit miktarı zararlı bir boyutta değildir.

  • Atmosferdeki karbondioksit dünyanın sıcaklığını arttırıyor.

Bu uzun vadeli grafiğe baktığımızda Karbondioksit ısı tutan bir sera gazıdır ama dünyanın ısısının artması ile karbondioksit seviyesinin birbirine bağlantılı olmadığını görürüz. Bu iki değişkenin pek çok faktöre bağlı olarak değişim göstermiştir. Yani tam tersi de olabilir, dünyanın ısısı azalırken atmosferdeki karbondioksit miktarı da artabilir.

  • Kutup ayılarının nesli azalıyor.

İklim değişikliği denince aklımıza ilk gelen kutup ayılarının neslinin tükenmekte olduğu da aslında başka bir propagandadan ibaret değil.  Dikkat ettiyseniz artık eskisi gibi iklim değişikliği için kutup ayısı resmi paylaşılmıyor. Çünkü kutup ayısı sayısında son yıllarda rekor artış yaşanmakta. Dünya ve Doğal Kaynaklarının Korunması Birliği (IUCN), 2013 de 24bin olan kutup ayısı sayısının bu gün 40binin üzerinde olduğunu raporladı. (Bkz. –    https://polarbearscience.com/2019/03/26/latest-global-polar-bear-abundance-best-guess-estimate-is-39000-26000-58000/#more-119844

Evet arkadaşlar. İklim değişikliği ile ilgili her gün yeni bir yalan haber yapılıyor ve her gün yalan haberler çürütülüyor ama biri bitmeden gün aşırı yeni yalan haberlerle korku pompalanıyor. İklim değişikliği zihinleri hedef alan korku ve panik üzerine kurulan yeni bir emperyalizme dönüştürülmek isteniyor. Bu propagandayı yapmak için milyarlarca dolar da harcayıp insanları korkutsalar da gerçeği örtemeyecekler. Çünkü son sözü iklim söyleyecek. Öyle ise bu propaganda ve manipülasyon ne için yapılıyor ve kime hizmet ediyor? yazımın ikinci bölümünde bunu anlatacağım. Kalın sağlıcakla..

Paylaşım Şartı:
Yorum
  1. 5Akçe,
    Bilimsel konularda;konusunda uzman bilim insanlarından referanslar göstermeniz ve istatistiki veriler kullanmanız konunun aydınlatılması için çok faydalı olmuş.Elinize sağlık…

  2. bizi kandırdıkları baştan beri belliydi. amaç ney.? 2. bölümü de okuyalım anlarız herhalde.
    bu güzel yazıyı yazana teşekkür ederim

  3. Greta Thunberg ilk daha tv ekranlarına çıktığında anlamıştım bu kızda bi boklar var diye

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da hoşunuza gidebilir

Ben tatil yapmayı iyi bilirim!

Daha önce İstanbul’ da meydana gelen sel felaketinde tepkilerin artması üzerine Bodrum’daki…

“Türkiye’nin Geleceği” tehlike altında mı?

İlk olarak, 5Akçe olarak bugünkü hükümetin bazı politikalarını sorgulayan yazılar da paylaşıyorum. Ancak aynı zamanda, Türkiye’nin ilerlemesini ve bağımsızlığını temsil eden önemli gelişmeleri de görmezden gelemiyorum.

Türk birliği ve ekonomik bağımsızlık

Günümüz dünyasında, uluslararası ilişkilerde ve ekonomik sistemde birçok devleti sınırlayan unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurların başında, dünya ekonomisini etkisi altına alan dolar ve euro gibi para birimleri gelmektedir.

Romanya, Bayraktar TB2 için 321 Milyon $ Sözleşme İmzaladı

Milano – Romanya Milli Savunma Bakanlığı, yakın zamanda yayınlanan belgelere göre Türk…